Köprülü Yabulçişta Köyü / Fshati Jabollçishta www.koprulu-yabulcista.tr.gg
 
Yabulçişta Köyü / Fshati Jabollçishta  
  Ana Sayfa
  Yabulçişta Köyü
  Aşağı Yabulçişta Köyü
  Köprülü (Veles)
  Makedonya
  Derneğimiz
  Tüzüğümüz
  Faliyetler 2007
  Kahramanlarımız
  Sabri BERKEL
  Dr. Avni SERBEST
  Videolar
  Haberler:
  Kitap Kültür
  Yabulçişta Nostalji
  Yabulçişta 2008
  Fotoğraf Albümü
  K.F. BAŞKİM
  Linkler
  Köprülü'nün Sesi Bülteni
Makedonya

Makedonya Cumhuriyeti 



Makedonya Batı Balkanlarda, doğuda Bulgaristan, güneyde Yunanistan, Batıda ise Arnavutluk ile komşu olup, denize sınırı bulunmamaktadır. Makedonya günümüzde küçük bir ülke olmakla birlikte,Makedonya balkan tarihinde önemli bir yere sahiptir. Tarihin her devrinde bölgesel problemlerle etkilenen Makedonya, Osmanlı Devletinden ayrılması ile sonuçlanan 1908 sonrası gelişmelerinden de oldukça etkilenmiştir. İkinci Balkan Muharebeleri sonrası haritada görülen genel olarak Makedonya olarak adlandırılan coğrafya bir çok ülke arasında paylaştırılmıştır.Bu gün Makedonya Devletinin bölgesel problemleri tarihin derinliklerindeki söz konusu toprakların üzerinde farklı bakış açıları ile hak iddialarından kaynaklanmakta, çevresindeki bazı ülkelerce devlet olarak tanınmasında veya sınırlarının meşru hale gelmesinde önemli güçlüklerle karşılaşmaktadır. Türkiye Makedonya Devletini ve sınırlarını tanıdığını deklare etmiştir. 

                                                                                       Resim: Üsküp Osmanlı Taş Köprüsü
Demografik Yapısı: Makedonyanın etnik ve kültürel yapısının zenginliği aynı zamanda istikrarını ve kalkınmasını etkileyen dahili unsurların başında gelmektedir. 2002 yılında yapılan nüfus sayımına göre 2.056.000 olan ülke nüfusunun etnik ve dinî dağılımı aşağıdaki gibidir. Arnavut nüfus özellikle ülkenin batısında ve kuzeyinde % 90ın üzerinde çoğunluğa sahiptir.
1994 sayımına göre Makedon;%66.5 Arnavut;%22.9 Türk; %4.3 Fakat bu oranların tartışmalı olduğu Arnavutların daha çok nufusa sahip oldukları bilinmektedir.

                                                                                     Resim: Üsküp Osmanlı Kalesi
Konumu: Güneydoğu Avrupa'da, Arnavutluk, Yunanistan, Kosova, Sırbistan ve Bulgaristan arasındadır.
Coğrafi Koordinatları: 41 50 Kuzey, 22 00 Doğu
Yüzölçüm:
toplam: 25.333 km²
kara ile kaplı alan: 24.856 km²
su ile kaplı alan: 477 km²
Ülke sınırları:
toplam: 748 km
sınırdaş ülkeler: Arnavutluk 151 km, Bulgaristan 148 km, Yunanistan 228 km, Kosova 122km Sırbistan 99 km
Kıyı şeridi uzunluğu: 0 km (karalarla çevrili)
İklim: sıcak, kurak yazlar ve güzler ile görece soğuk ve yoğun kar yağışlı kışlar
Arazi: Dağlık alan derin havzalar ve vadilerle kaplı; üç büyük göl var, göllerin her biri bir ülke ile olan sınır bölgesinde; Vardar Nehri ülkenin ortasından geçer.
Belli başlı yükseklikler:
en alçak nokta: Vardar Nehri 50 m
en yüksek nokta: Golem Korab (Maja e Korabit 2.753 m, Şar Dağı 2.702m, Solunska 2.540m
Doğal kaynaklar: krom, kurşun, çinko, manganez, tungsten, nikel, düşük-dereceli demir filizi, asbest, sülfür, kereste, sulak alanlar.
Makedonca "Skopje" denilen Üsküp, Makedonya Cumhuriyeti'nin baskentidir. Vardar nehrinin kiyisinda bulunan kentin nüfusu 1990 itibariyla 504 bindi. Ancak Bosna-Hersek'ten sonra Kosova'da meydana gelen kargasa sirasinda sehir, çok büyük miktarda göç aldi. Antik Skupi sehrinin yerinde, İlliryalilar tarafindan MÖ. 5'inci yüzyilin sonunda kurulduğu belirtilen Üsküp, MÖ. 168 yılında Romalilarin eline geçti. MS. 395'de Bizans Imparatorlugu'nun payina düsen Üsküp, 8'inci yüzyilda Avarlarla ve Onlari 9'uncu yüzyılda Bulgarlar izledi. 11'inci yüzyilda yeniden Bizans imparatorlugu'nun yönetimine giren Üsküp, 14'üncü yüzyila gelindiğinde "Skopiye" adiyla Sirp krallığının baskentliği görevini yaptı. Üsküp'ün Osmanlı İmparatorluğu egemenliği altına girmesi ise 1389'da oldu. Bu tarihten itibaren bir sancak merkezi yapılan Üsküp, Fatih Sultan Mehmet tarafından Rumeli Beylerbeyiliği'ne bağlı eyalet merkezi yapıldı. Osmanlı İmparatorluğu döneminde önemli bir yönetim ve ticaret merkeziydi. ancak, Osmanli Devleti dönemine ilişkin izlerin bir bölümü, özellikle 1963'te 2 bin kişinin ölümüyle sonuçlanan büyük depremde yok oldu ki, Üsküp'ü modern bir şehir görünümüne büründüren girişimler de bu tarihten sonra başladı. Şehire demir-çelik, kimya, tekstil, gıda sanayii fabrikalari kuruldu. 1683'te basarısızlıkla sonuçlanan II. Viyana kuşatmasından sonra Avusturyalıların işgaline uğrayan şehir kalesi 1689'da General Piccolimini tarafından yıktırıldı.1690 yılında tekrar Osmanlı topraklarina katılan Üsküp, Osmanli İmparatorluğu Avrupa ve Balkan coğrafyasında eski etkinliğini yitirdiği için yavaş yavaş önemini kaybetti. 1863'te Niş'le birleştirilerek vilayet merkezi yapilan Üsküp, 1869'da İşkodra'ya bagli bir vilayete dönüştürüldü. 1881'de bir ara ayaklanan Arnavut milliyetçilerinin eline geçen Üsküp, 1888 yilinda Kosova vilayetinin merkezi yapıldı. Kosova Valisi Mazhar Bey'in Üsküp'ü yeniden imar etmek için Kosova vilayeti sınırları içinde gümrük vergisi uygulamasina geçmesi, halkin isyanina neden oldu. Kanlı sokak çatışmaları, Padişah V. Mehmed Reşad'ın 1911 yılında Kosova gezisine çikmasiyla durdu. 1912'de baslayan Birinci Balkan savaşında Sırpların eline geçen Üsküp, o tarihten itibaren Osmanlı devleti egemenliğinden çikti. 1915'te Bulgarlar tarafindan Sirplardan alınan Üsküp, Birinci Dünya Savaşı sonlarinda, Fransiz birlikleri tarafindan Bulgarlardan alındı. İkinci Dünya Savaşı'nda Alman ve Bulgarlar tarafindan işgal edilen şehir, 1944'de Partizanlar tarafindan geri alinarak Yugoslavya bütünlüğü içindeki yerini aldi. Tarih boyunca toprakları Yunanlilar, Bulgarlar, Arnavutlar ve Sırplar arasinda pay edildigi için tarihsel sınırlarının bugün küçük bir parçasında kalan Makedonya'nin başkentliği görevini yürüten Üsküp, Yugoslavysa Federasyonu döneminde tarihteki önemini koruyamadigi için varligini mütevazi bir şehir olarak bugünlere kadar getirdi. Uluslararası gözetim altında gerçekleştirilen 1994 Haziran nüfus sayımına göre Makedonya'da yaşayan Arnavutlar nüfusun (yaklaşık 2.03 milyon) %23'ünü teşkil etmektedir. Ancak Arnavutlar bu sayımın adil olmadığını iddia etmişlerdir. İddialara göre, sayım belgeleri Arnavutça hazırlanmamış, sayım süresince Arnavut sayım memurları çalıştırılmamış ve sayım sadece Makedon uzmanlarca yapılmıştır. Arnavutlar ayrıca Kosova'dan gelen Arnavutların da sayılmadığını iddia etmektedirler. İddialara göre, Makedonya'da nüfusun %40'ı oranında Arnavut yaşamaktadır. 1992 Ekim ayında çıkarılan Makedon Vatandaşlık Kanununa göre, vatandaş olabilmek için bu ülkede en az 15 yıl ikamet etmek gerekmektedir. Dolayısıyla Kosova ve Arnavutluk göçmenlerine vatandaşlık hakkı verilmemiştir. Arnavutların sayısı meselesi önemlidir, çünkü Arnavutlar Slav Makedonlar ile aynı haklara sahip kurucu millet statüsüne sahip olmak yönlü isteklerini demografik verilere dayandırmaktadırlar. Bu bağlamda etnik Arnavutlar açısından en önemli problemler, anayasal statüleri, yasamada temsil edilme biçimleri, Arnavutça eğitim ve medya ve kamuda istihdam alanında karşılaştıkları ayrımcılık gibi konular olarak sıralanabilir. 1991 seçim sonuçlarına göre Arnavutlar, Sosyalist Makedonya Cumhuriyeti'nin nüfusunun ikinci büyük etnik grubunu oluşturmaktaydılar (1.912.257 olan toplam nüfusta, 377.726 kişi).Ancak, etnik Sırplar dışında diğer bir çok azınlık gibi, Komünist Liginde nüfuslarına oranla daha az bir temsil oranına sahiptiler. Arnavutlar, ülkenin Batısında, Arnavutluk sınırında, kuzey-batısında, Kosovo sınırında ve başkent Üsküp civarında yoğun olarak yaşamaktadırlar. 1966 yılında Rankoviç'in düşmesinin ardından Kosova'da yaşayan Arnavutlar sokak gösterileri yapmışlar ve cumhuriyet statüsü talep etmişlerdir. Üsküp'te de benzer gösteriler olmuş ve Batı Makedonya'nın kurulması planlanan yeni Kosova Cumhuriyetine dahil edilmesi talep edilmiştir. Ancak Yugoslavya'da pek çok kişi bu isteklerin Arnavutların kendilerini 'Büyük Arnavutluk' planları doğrultusunda Yugoslavya'dan ayırmak ve komşu Arnavutluk devleti ile birleşmek yönünde attıkları siyasi bir adım olarak nitelendirmiştir. Böylelikle yükselen Arnavut milliyetçiliği baştan beri sadece Yugoslav devleti için değil, Makedon ulusu için de bir tehdit olarak algılanmıştır. Arnavut milliyetçiliğinin önünü kesmek için Üsküp otoriteleri asimilasyona yönelmiş ve antidemokratik politikalar uygulamışlardır. 1981'de Makedon Parlamentosu Ulusal İlişkiler Komisyonu Sosyal Politika Kurulunun ders programları ve kitaplarının revizyonu ve Arnavutça ders görülen okullardaki Makedonca derslerinin arttırılması yönlü teklifine destek vermiştir. 7 Mayıs 1984'de Ulusal İlişkiler Sekreterliği, bazı Arnavut yayınlarında milliyetçi temaların önemli ölçüde arttığını rapor etmiştir. Makedon otoriteler bu yayınları toplatmakla kalmamışlar, bazı Arnavutça isimleri, örneğin Alban, Albana, Shipka, Flamur ve Lijiriduan gibi, bazı halk şarkılarını yasaklamışlardır. Ayrıca Arnavut evlerini çeviren, evi koruma, kadınları gözden tutma ve tütün kurutmakta kullanılan geleneksel duvarlar da güvenlik önlemleri çerçevesinde yıktırılmıştır. Etnik Arnavutlar arasındaki yüksek doğum oranı da Üsküp için bir sorun oluşturmaktadır. Bu yüzden Makedon idaresi Batı Makedonya'nın Kosova'daki gibi etnik açıdan tamamıyla Arnavutlaşmış bir bölge haline gelmesini önlemek doğrultusunda bazı önlemler almıştır. Örneğin, iki çocuktan fazla her çocuk için tıbbi hizmetler karşılığında Arnavut aileler para ödemek zorunda bırakılmışlardır. Dahası ideal sayı olarak belirlenen ikiden fazla doğuran ailelerin para cezasına tabi tutulacağı da bildirilmiştir. Ayrıca pek çok Arnavut memur Sosyalist Makedonya'nın ideolojik prensiplerine aykırı hareket etmekle suçlanmış ve görevlerinden uzaklaştırılmıştır. Bunun yanı sıra, en önemli yasal düzenleme Makedonların bu bölgedeki etnik dengenin Arnavutlar lehine bozulmasının önlenmesi için özellikle bu azınlık mensuplarına topraklarını satmalarının yasaklanmasıdır. 1990'larda Miloseviç liderliğinde tırmanan Sırp milliyetçiliği özellikle Kosovo'da tansiyonu arttırmıştır. Kosovo'da Arnavutlar üzerinde artan baskılar Arnavutluk'taki ve Makedonya'daki soydaşlarını alarma geçirmiştir. 1 Şubatta kalabalık bir grup Arnavut 'büyük Arnavutluk' istekleriyle Makedonya'da bir yürüyüş düzenlemişler ve polis tarafından dağıtılmışlardır. 19 Haziran 1990'da Struga kentinden 11.000'in üzerinde Arnavut'un imzası bulunan bir dilekçede, yeni açılan Struga lisesinde Arnavutça eğitim talep edilmiş, ancak Yugoslav Parlamentosuna, Makedonya Meclisi ve Struga Yerel Meclisine verilen dilekçelere hiç bir cevap alınamamıştır. Benzer dilekçeler Üsküp tarafından çeşitli defalar reddedilmiştir. Otoritelerin ret gerekçesi, başka bir dilde eğitim hakkının yeni değiştirilen Anayasanın devletin Makedon tabiatına dair maddesiyle çelişmekte olduğudur. Yine de etnik gerilim, Kosova'daki boyutlara ulaşmamıştır. Bunun en önemli nedeni etnik Arnavutların nispeten daha özgürce örgütlenme hakkına sahip oluşlarıdır, aksi takdirde siyasi uzlaşma zemininin yokluğunda, Arnavutların son çare olarak Kosova'da olduğu gibi şiddete başvurmaları ihtimali çok yüksek görünmektedir. Aslında Makedonya pek çok önemli uluslar arası belgeye imzasını koymuş olmakla birlikte bunun iç hukukunu bağlamasını parlamentosu onaylamamıştır. Mesela Avrupa Sosyal Şartı, Avrupa Bölgesel ve Azınlık Dilleri Şartı henüz parlamento onayı alamamıştır. Ayrıca Makedonya da Irkçı Ayrımcılığın Kaldırılmasına Dair Komiteye bireysel başvuru hakkını da kabul etmemektedir. Diğer yandan, Makedon yetkililerin talepler karşısında etnik gruplara verdikleri yanıt, azınlıkların Makedonya'da eğitim ve siyasi katılım gibi bir çok haklarını özgürce kullanabildikleridir. Makedonlar küçük etnik grupların yürürlükteki kanunların uygulamasındaki bozukluklardan şikayetçi olduklarını fakat Arnavutların şu anki hukuki sistemin sınırlarını aşan yeni bir sistem talep etmekte olduklarını iddia etmektedirler. Eğer Makedon devleti her azınlık grubuna farklı, davranırsa, bu iki açıdan tehlikelidir: Birincisi, bir azınlığa konsantre olmak diğerlerini aynı oranda ihmal etme sonucunu getirecektir, ikincisi azınlık grupların kendi içinde tansiyonu arttıracaktır. Görüldüğü gibi, Makedon idaresi Arnavutların diğer azınlıklara tanınan haklardan daha fazlasını istemeleri konusundaki direncinde oldukça kararlıdır. Arnavutların anayasanın içeriği ile ilgili sıkıntılara sahip olduğu daha önce belirtilmiştir. Bu sorunun merkezini Makedon anayasasında Arnavut ulusunun adının devletin kurucu uluslarından biri olarak geçmemesi teşkil etmektedir. Makedonya Anayasası, azınlık hakları gözönüne alındığında oldukça cömert hazırlanmıştır. Ancak 7. maddeye göre Makedonca tek resmi dildir ve 19. maddeye göre de tek resmi dini kurum Makedon Ortodoks Kilisesidir. Makedonya, Avrupa Birliği tarafından tanınabilmek için anayasasında bir çok demokratik düzenlemeler yapmış olsa da, devletin Makedon kimliği konusu değişmeden kalmış ve bu Arnavutların tepkisini çekmeye devam etmiştir. Arnavut azınlık liderleri Birleşmiş Milletleri sınırları içindeki Arnavut ulusunu sadece basit bir etnik azınlık olarak tanımlamaktan vazgeçmedikçe, Makedonya'yı tanımamaya çağırmışlardır. Arnavutlar yasal olarak kurucu unsur olarak tanınmak dışında, Makedon bayrağında kendi sembolleri olan çift başlı kartalın da yer almasını talep etmişlerdir. İsim konusuna gelince, Arnavutlar için asıl mesele devletin adının ne olacağı değildir. Onları ilgilendiren asıl husus, Arnavutları azınlık statüsüne indirgeyen sembollerdir. Dolayısıyla, örneğin, yeni banknotlara Ortodoks kilisesinin bazı sembollerinin konulmasına karşı çıkmışlardır. Arnavutlar Üsküp'ü isim konusunda destekler tutumları ile bu konuda aşırı tepkisel davranan Yunanlıların şimşeklerini üzerlerine çekmişler ve Yunanistan'ın Arnavutluk'taki Yunan azınlık için etkili bir kampanya başlatmasına dolaylı da olsa neden olmuşlardır. Bununla birlikte yarım ağızla da olsa Orta Balkan ya da Vardar Cumhuriyeti adlarına eğilim göstermişlerdir. Kurucu ulus olarak tanınmak için tüm taleplerinin reddedilmesi üzerine, Arnavutlar 11 Ocak 1992'de Makedonya'da siyasal ve topraksal özerklik için bir referandum düzenlemişlerdir. Oylama sırasında belli başlı legal Arnavut örgütleri, en başta Arnavutların en büyük partisi olan Demokratik Refah Partisi (PDP), herhangi bir şekilde katılımda bulunmamışlardır, ancak bu örgütler referanduma karşı da çıkmamışlardır. Aksine, PDP 1992'de düzenlemiş olduğu parti kongresinde, Arnavut halkının kararlarına saygılı olacağını ve güçleri oranında özerklik için çalışacaklarını açıkça ifade etmiştir. Ancak, parti içinde tek görüş hakim değildir ve parti tartışmalı İllirida -Arnavutların Batı Makedonya'ya verdikleri ad- Bildirisi çerçevesinde özerklik elde edip Arnavutluk'a daha yakın olmak isteyenlerle; sivil, demokratik ve kozmopolit bir Makedonya cumhuriyeti içinde yaşamayı tercih edenler arasında ikiye bölünmüştür. Nitekim, kongre açıklamasından sonra yaptığı açıklamalarda parti, korkacak bir şey olmadığını, istediklerinin sadece Arnavutların yoğun olarak yaşamakta oldukları yerlerde Arnavut dili ve alfabesi için eşit statü olduğunu belirtmiştir. Ancak Kongre bildirisini daha farklı yorumlayanlar da vardır. Buna göre, özerklik Kosovo'da olduğu gibi gerçek anlamda tüm klasik kurumları ile oluşturulmalıdır mesajı verilmek istenmiştir. Hatta, bunu eğer tüm Arnavut talepleri kabul edilmezse zorla özerkliğe gidileceği olarak da anlayan bazı gruplar olmuştur. Bununla birlikte Parti Sekreteri Emini, böyle bir özerkliğin sadece devlet kurumlarıyla beraber yürütülebileceğini belirtmiştir. Parti yönetim kadrosundan Nesimi'ye göre ise, bazı Arnavutları içine alan, bazılarını dışlayan özerklik 'komik' bir şey olacaktır. Bazı Arnavut entelektüellerine göre ise, İllirida'da böyle bir özerk yönetim kurmak fikri 'güce aç olanların' düşüncesidir ve Arnavutlar ülkenin pek çok yerinde başka uluslarla böylesine karışmışken onları Üsküp'ten ayırmaya çalışmak saçmalıktır. Makedonya Hükümeti referanduma oldukça sert bir tepki göstermiştir ve çoğunluğun istemi dışında böyle keyfi kararlar alanları cezalandırabileceğini belirtmiştir. Neyse ki şu ana kadar olaylar Kosova'daki gibi bir seviyeye tırmanmamıştır ancak mesele hala siyasi anlamda ciddiyetini korumaktadır. Ülkenin batı ve kuzeybatısında yaşayan Slav Makedonlar yerel bağlamda self-determinasyon hakkını kullanamadıklarını iddia eden Arnavutların aslında Tetova ve Gostivar civarında özerkliği fiili olarak gerçekleştirdiklerini iddia ederken, Arnavutlar milliyetçi muhalefet İç Makedonya Devrimci Örgütü (VMRO-DPMNE) tarafından desteklendiğini iddia ettikleri silahlı bazı grupların 1992 yılından beri Ohrid Gölü ve Struga civarında faaliyetlerde bulunduğunu söylemektedirler. Ayrıca, Arnavutların, Sırpların ve Makedonların başkent Üsküp'te kendi kurtarılmış bölgelerini yaratmaya başladıkları bildirilmiştir. Arnavut bölgesindeki Sırplar ve Makedonlar genelde Ortodoksların olduğu semtlere evlerini taşırlarken, Arnavutlar da Arnavutların yoğun olarak yaşadıkları semtleri tercih etmektedirler ve her iki kesim de karşı gruptan ailelerin kendi semtlerine yerleşmelerini hoş karşılamamaktadırlar. Bölgede Kosova Kurtuluş Örgütünün (UCK) faaliyetleri özellikle Kosovo krizinin patlak vermesinden sonra büyük önem kazanmıştır. Pek çok kişi Kosova krizinin özellikle mülteci akını ile olan kısmının Miloseviç'in üzerinde hakkı olduğunu düşündüğü Makedonya'yı istikrarsızlığa itmek ve yutmak planının bir parçası olduğunu düşünmüştür. Gerçekten de zaten Batı Makedonya'da Arnavut nüfusun abartılı rakamlarla bir özerklik talebini meşru kılmak istediğini bilen Üsküp, Kosova'dan gelen Arnavutların bölgedeki demografik dengeyi tamamıyla Arnavutların lehine çevireceğinden, dahası bu gruplarla birlikte UCK savaşçılarının da ülke topraklarına gireceğinden kaygılanmıştır. Makedonya 1951 tarihli Mülteci Sözleşmesine taraf olduğundan sınırlarını mültecilere kapatması meşru bir davranış olmayacağından ve daha da önemlisi Batının tepkisini alacağından sığınmacılara kapılarını ister istemez açmak zorunda kalmıştır. Yine de, Batı Makedonya'ya giren sığınmacılarla buradaki Arnavutların elindeki demografik üstünlük kozu daha da güçlenebilir, dahası bölge UCK tarafından Sırbistan, Kosova'ya yapılacak sızmalar için üs olarak kullanılabilir ve Sırp misillemesini tahrik edebilirdi. Kriz sırasında kabinedeki Makedon ve Arnavut ortakların arası da açılır gibi olmuştur. VMRO ve DA NATO harekatına temkinli yaklaşırken, DPA tam destek vermiştir. Üsküp yine de sınırdan girecek sığınmacı sayısına bir sınırlama getirmek istemiş ve Arnavut muhalefete rağmen bu sayıyı 20.000 olarak açıklamıştır. Bununla birlikte, sınırdan içeri giren sığınmacı sayısı Haziran 1999'da 360.000'e ulaşmıştır.[170] Makedon idaresinin temkinli ve bazen de düşmanca tutumu, ağır işleyen bürokrasi, ve Batıdan gelen yardımların geç ulaştırılması ya da etkili bir şekilde dağıtılamaması nedeniyle pek çok sığınmacı güç koşullar altında yaşamak zorunda kalmıştır. Nisan 1999'a kadar gelen sığınmacılar Kosova ve Makedonya arasındaki tampon bölgeye (Blace) yığılmıştır. 3 Nisandan itibaren Makedon idaresi bu bölgeyi temizlemeye başlamış ve buradaki Arnavutların çoğu zorla ve gelişigüzel biçimde ya Arnavutluk, Yunaistan ve Türkiye'ye ya da içerideki NATO kampına gönderilmiştir. Bu sırada aileler parçalanmış ve Arnavutlar tartaklanmıştır. Sınır güvenliğinin tamamen kalkmasıyla Makedonya Arnavutluk'tan gelen silahın -yaklaşık 200-300 bin hafif silah olduğu sanılmaktadır- Kosova'ya aktarımında önemli bir köprü rolü üstlenmiştir. Makedonya'da yaşayan pek çok Arnavut'un UCK eylemlerine katıldığı saptanmıştır. Bu gelişmeler Üsküp'ü endişelendirmiştir, çünkü Miloseviç'e UCK'yı bahane ederek Makedon topraklarına asker sokmasına bahane hazırlamış olduğu açıktır. Dahası UCK kendisine yöneltilmiş bir silah haline gelebilecektir. Bununla birlikte, DPA lideri Caferi gerçekten sağduyulu bir politika izlemiş, Makedonlar ve Arnavutlar arasında herhangi bir ciddi olay yaşanmasını önlemekte başarılı olmuştur. Arnavutların kurucu ulus talepleri 1998 seçimleriyle iktidara gelen milliyetçi hükümet için de sorun teşkil etmeye devam etmektedir. Hükümet bu talebi yerine getirmenin diğer etnik grupları ve Makedon milliyetçilerini kışkırtabileceğini düşünmektedir. Diğer yandan Arnavutların ikinci talebi olan Arnavutçanın ikinci resmi dil olması meselesi ise Üsküp'ün şu an tartışmak istemediği bir konudur. Makedonya yetkililerine göre Anayasanın 7 ve 48. maddeleri azınlık hakları konusunda uluslararası standartları karşılamaktadır ve uluslararası metinler dahi, örneğin Kişisel ve Siyasi Haklar Sözleşmesi, azınlık dilleri konusuna geniş yer ayırmamıştır. Öte yandan Üsküp dil konusunda bazı olumlu adımlar da atmamış değildir; örneğin, Parlamento Başkanı Savo Klimovski parlamentoya Meclis toplantıları sırasında azınlıkların kendi dillerini kullanabilmelere izin veren bir öneri sunmuştur. Ayrıca Üsküp hükümetinde altı tane bakan Arnavut. Ayrıca geçtiğimiz yılda ülkede bir Arnavut üniversitesi kurulmasına da izin verildi. Dolayısıyla Arnavut azınlığın durumu yavaş yavaş iyiye gidiyor


 
Sitemizde 92477 ziyaretçi (228153 klik) burdaydı!
Yabulçişta Köyü / Fshati Jabollçishta  
   
Facebook Beğen  
 
 
Arnavut Atasözleri  
  -Sen çalış, İşine alış. Rızkın dişine kendi gelir.-Fareye aslan nedir demişler, kediyi göstermiş.-Borç verirken ya paranı, ya dostunu kaybedersin.-Düzgün vücudu olanın, gölgesi eğri görünecek diye  korkusu olmaz.-Akıl insanın külahında bir çividir. Yumruk yemeden içeri girmez. -Çabuk gelen kötü şans, geç gelen iyi şanstan daha iyidir.  
Yabulçişta Köyü  
  Köyümüz Makedonya'nın Köprülü (Veles) ilinin Yabulçişta köyüdür. Köyümüzün yaklaşık 350 yıllık geçmişi vardır.  Balkan Harbi ile başlayan göçlerden sonra 1950 li yıllarda Anavatan'a yine göçler başlamış 1970 lere kadar sürmüştür. Bu dönemde göç eden hemşerilerimiz çoğunlukla İstanbul'a yerleşmişlerdir. Günümüzde Anavatan'da yerleşik 10.000 civarında hemşerimiz bulunmaktadır. Hemşerilerimizin en yoğunlukta yaşadığı yer İstanbul un Gaziosmanpaşa ilçesidir. Zeytinburnu, Bahçelievler, Bayrampaşa, Eyüp, Fatih, Küçükçekmece ilçelerinde, Tekirdağ, Kırklareli, İzmir, Bilecik, Bursa, Ankara ve Adapazarında hemşerilerimiz yaşamaktadır.   
 
  Arnavut Kültürü İnternette Arnavutların Sesi Radyosu  
www.koprulu-yabulcista.tr.gg Copyright; Tüm Hakları Saklıdır. İzinsiz Kullanılamaz. Köprülü Yabulçişta Köyü / Fshati Jabollçishta www.koprulu-yabulcista.tr.gg
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol